Uzanmış boylu boyunca
Rüzgara boyun eğen bir başak gibi.
Sinesi göğü aydınlığa boğuyor
Arş üzre doğan güneş misali.
Bir efkar dökülüyor gözlerinden
Müjganında inceden parlak inci tanesi.
Kalem misali dokunuyor satırlara
Hani o kelam gibi zarif elleri.
Zarif ipek kumaşı saçlarının ardında
Ahiri delip geçen badem gözleri.
Kuytularına ilişmiş iniltili rüzgar, taze meltem esintileri
Teninden taşıyor baharı karşılayan o şen bülbül sesleri.
Ne huşu bir ölüm bekler onun kollarında şu beşeri
İsli bir duman peyda olur yapraklara boğulmuş yollarında.
Lütuf eyle tan vaktinin kızıl aydınlığı
Sözlerini esirgeme harap olmuş ruhumdan.
Bir cennet gerek bana bahçelerinde sen kokan
Altın kafesler içinde o diyarlarına kabul et beni.
Rasim Dahiloğlu
Bir Cevap Yazın